Eğitimci-Yazar Sayın Turan YALÇIN ile bir Röportaj gerçekleştirdik. Kendilerine teşekkür ederek sorularıma başlıyorum.
İzzet DEDEOĞLU: Bize kendinizden bahseder misiniz?
Turan YALÇIN:Tokat Pazar doğumluyum. Ortaokulda geçirdiğim hastalıktan dolayı işitme engelli oldum. Lisede sınıfta kaldım ancak “oku” emrine sıkıca sarıldım. Daha sonra lise ve üniversiteyi tamamladım. Şu an bir kamu kurumunda memur olarak görev yapıyorum.
İzzet DEDEOĞLU: Neden iktisat alanını tercih ettiniz? Gençlere tavsiye eder misiniz?
Turan YALÇIN: İktisat güzel bir bilim dalı ancak İktisat okumaya gelenlerin yüzde 99’u neredeyse işin sosyal yanını ihmal ederek kendilerini geliştirmiyorlar. Kişisel gelişim alanında güzel konuşan iletişim kuran, sosyal olan ve kendisine yardımcı olmak isteyen insanlarla iletişimini sıkı tutan, okullarına konuşmaya gelenlerle dostluklar kuran üniversiteliler her zaman kazanacaklardır. İşin iletişim yönü çok önemli. Sürekli ve verimli iletişimde olmak gerekir.
İzzet DEDEOĞLU: Üniversite de öğrendiğiniz bilgileri günlük hayatınızda veya işinizde kullanıyor musunuz?
Turan YALÇIN: Asıl üniversite hayatın kendisidir. Ben tabii ki okulda okuduklarımı ve kişisel gelişim dergi ve kitaplarda okuduklarımı gençlere tavsiye ettiğim oranda kendi hayatıma da uygulamaya gayret etmekteyim. İletişim kurmayı çok seviyorum ancak gençler ne yazık ki iletişim kurmayı sevemiyorlar ve kendilerinden daha bilgili insanlardan genelde sıkılıyorlar. Halbuki gençler kendileri ile ilgilenen insanlara sorular sorarak verdiği kitap ve dergileri okuyarak güzel gelişim sağlayabilirler. Burada istek ve devamlılık önemli aslında bir konuşma veya okumayla insan gelişmez. Öğrenme hayat boyu olmalı….
İzzet DEDEOĞLU: Kişisel gelişime ilginiz ne zaman başladı?
Turan YALÇIN: Üniversite hayatımdan sonra diyebilirim. Kişisel gelişim dergileri okuyarak hayatıma uyguladım ve sonrasında dergilerde yazılar yazdım. Biz üniversite okurken kişisel gelişim kitap ve dergileri ile hemen hemen hiç tanışmadık. Belki vardı da biz farkına varamadık. Siz şanslısınız yerli ve yabancı çok kişisel gelişim dergileri var. Okullara konuşmaya gittiğim zaman gençlerle tanışmayı kantinde sohbet etmeyi severim ama gençler geliyor bir selam veriyor gidiyor biz bunlara nasıl faydalı olalım? köşede arkadaşları ile dedikodu yapacaklarına belki bir daha gelemeyecek olan yazarlar ile sohbet ederek onlarla iletişimi güçlendirerek ev veya yurtlarına davet ederek artı değer katabilirler. Belki de o insanlar onların güzel bir işe girmesine bile vesile olabilirler. Ufkunu açmaya ön ayak olabilirler. Kısaca gençlik iletişimi geliştirmemekle hayatta çok fırsatlar tepiyorlar.
İzzet DEDEOĞLU: Engeliniz günlük hayatınızı etkiliyor mu ?
Turan YALÇIN: Engelli olmam benim açımdan sorun değil. Sonuçta ben sadece duymayan bir insanım. İnsan biraz sabırlı olursa bizlerle belki de duyan insanlardan daha güzel iletişim kurarak faydalanabilirler. Boş konuşmaları sevmediğimden ve insanların çoğunun da konuşmaları genelde boş olduğundan ben de daha çok gazete ve kitap okumaktan hoşlandığımdan sorun olmuyor. Ama “ işitme engelli ile iletişim zordur” önyargısını kıramayanlara problem oluyorsa ben bir şey diyemem.
İzzet DEDEOĞLU: Gençler kitap okuma alışkanlığını nasıl kazanabilirler?
Turan YALÇIN: Bunun yolu kitap okuyanlarla uzun soluklu dostluk kurmaktır. Onlarla kitap muhabbetleri yapmaktır. Çok okuyan yazarları sık sık üniversiteye okula davet etmektir. Sosyal medyada onlarla iletişimde olmaktır. Ama bunu da devamlı olarak yapmaktır. Bir iki defa değil. “Üzüm üzüme baka baka kararır” lafını atalarımız boşuna dememişler.
İzzet DEDEOĞLU: Hangi konularda seminerler veriyorsunuz? Yaptığınız seminerlerde unutmadığınız bir anınız var mı?
Turan YALÇIN: “Kitap okuma sevgisi” “Özgüven elde etme”, “ verimli çalışma “ başta olma her konuda konuşmalar yaparım. Ortaokulda konuşma yapmıştım. Bir sene sonra o öğrenciler liselerine de konuşmaya davet ettiler. Mesela yanımızda staj yapan öğretmen adayları öğretmen oldular. Okullarına davet ettiler. Çok duygulandım.
İzzet DEDEOĞLU: Kaç kitap yazdınız ? Günde ne kadar kitap okuyorsunuz?
Turan YALÇIN: Şu an yayınlanan 6 kitabım var . Günün birkaç saati mutlaka okurum 3 gazete takip eder köşe yazılarını mutlaka okurum. Günde en az 1 saat kitap okurum yolculuklarda kitap okurum.
İzzet DEDEOĞLU: Günümüzde gençlerin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Turan YALÇIN:Gençler hemen gelişmek hemen sonuç almak istiyorlar. Bu sabırla olur. Ben yazmaya başladıktan 25 sene sonra ilk kitabımı çıkardım. Halen de kitaplarımız istediğimiz kadar çok satmıyor ama ben sabırla bekliyorum. Gençler hemen gelişemeyince ve okuduklarını uygulamayınca suçu hemen bizlere atarak uzaklaşıyorlar sizin gibi sabırlı olsalar mutlaka uzun vadede bizlerden faydalanacaklardır. Yıllar sonra keşke sizi dinleseydim diyen çok insanla karşılaşıyorum. Gençler sabırlı olmalı her konuda.
İzzet DEDEOĞLU: Blog sorum: Zaman Yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Zamanınızı nasıl yönetip değerlendiriyorsunuz? Zaman yönetiminde gençlere neler tavsiye edersiniz?
Turan YALÇIN: Gençlerin en büyük hatası zaman yönetimi yapmamaları arkadaşları ile uzun zaman boş sohbetler etmelerine rağmen okullarına genel yazarlar ile konferanslar dışında iletişime geçmemeleri. Ben gündüz işte gece evde okurum . Boş konuşan insanlardan uzak dururum. İşimi yapar arta kalan zamanlarda genelde okurum. Boş konuşan ortamlarda fazla kalmam. Ziyaretlerimi bir çay içim süresinden fazla uzatmam. Beni anlamayan, dinlemeyen insanların bulunduğu ortamlarda bulunmam ve uzaklaşırım. Sosyal medyada sohbeti severim ama boş konuşan insanlardan ailem dahil olmak üzere uzak kalırım “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” ve “ ya hayır konuş ya da sus” hadislerini çok sever uygulamaya bakarım.
